Ayın üçü, vurmuş kapına gölgem
Gelmiş miyim kapına dönde bir bak
Henüz sen bana gelmemişken
Peşimi bırakmayan sokak köpekleri
Tutmuş ellerimi, kaybolmayı dilerim diye gözlerinden
Bak kenarında penceren kalbimin,geçmez geçmişler silmeden
Sanki hiç bakmazlar yüzüne
Görecekse evini yeni biri
Kirli olmamalı penceren
Çıkart kahvelerden bir yansımayı
Değsin bu başım omzuna böyle
Bilmiyorum yine de umudum kapında gölge
Her aldığın toz ardından yazın baştan
Derin dehlizime
Yine de
Saydım hecelerini
Bir rüzgar atıp savursun diye
Kuytu seçtim boğuk sokakları
Tutarım nefesimi sen kokuyor her yer
Karanlık virgüllerin parıldayan bitişleri
Kibar ve ellerin gibi ulaşılmaz göklerin
Of gözlerim, sisli bir göğe kulak vermişim
Bulutların ardındaki evren, nerede kaç saatim
ardında bekler gözlerin galaksiden
Hiç bitmeyecek gibi sevinçlerin
Yaşamak imandan gelir
Yoksa bilmez miyiz, bilmediklerimizi
Yoksa işimiz ne durduk yere törpüleniriz
Bak yerle yeksan yadeller
Bu gözler bu kor ve kör yürekler
Ellerinden tutsam sen bilmeden
Belki duyarsın da görmeden
Henüz sen bana gelmemişken
Ulaşmaya çalışma unutma gereken
Hatırlatmak unutmuş birine güneşi geceden
Saysam sana yerden göğe hakkı
Buradan, biraz dargın biraz ağrılı
Dolanır döngüye dişli, biz sarılarak birbirimize
Dolaylı sözler ardında kinimiz
sayarız kaç kez biteriz başladığı yerden
Kırılmış dalın, düşmüşüm
Asılı kalmış hayallerim
Nefsimi tutmuşum sonra
Yeni bir fotoğrafını görmüşüm
Bilmezsin, on iki geçe sersizleştim ben
Seni defalarca öpmüş müyüm
Yoksa ben mi attım bu toprakları bana
Her gece kaldırıp yüreğimi yattığı yerden
Açtım gözleri baktım karanlık gök
Başım, boş mezarımda diken
Yüreğimden filizlenir bir resim
sondan açar sayfayı hissin his
Yoruldum diyorsun oynamamışken hiç
Ben bitiyorum, duysam sesini
kokun hala aynı mı
Duydum kokusu aynıymış hasretin
Gözlerime gül olmadan mermi patlasın, silah dikenler
Bu kopukluk akli dengemi bozmadan kaçsın burdan
Şimdi öl tekrar, bozuk saatim on ikiyi vurmadan
Öl kalbim ay altı Haziran
Gök
gözüktüğü kadar kuyudan