Mırıldandığıdır ekinlerin, elinin değdiği başak

Değirmenlerden düşen buğday, öğüttüğüdür gözlerinin

Atlar yürüdüğünce nazlanır, ovalar baktığınca

Ilgaz'ı yakamazlar, söndürdüğüdür Nemrut'u hasretin


Gelincikler asıl senin bağrında açar

Ve gelinler kınalı bir gül gibi gelir, geçer eteklerinden

Düğümlenir bahar saçlarına

Saçlarına düğüm attım mor sümbüllerden, koparma


Sen geçince, çocuklar geçiyor güzleklerden

Çam ormanları, yayla otları ve sıra dağlar.

Düzlükte bir oba, obada sen

Ne güzel esiyor rüzgar, ne güzel sen.


Ay gülüşünden seyreder, gece gözlerinden

Ve sabah telaşlıdır, sen uyurken.

Bizim oralar epeydir yoksul, rahibe geçmez sokağından

Ne güzel geliyor gariplik, ne güzel sen.


Yolun kenarında köy evleri, yüzünden bir pencere

Bakmak bir öncesidir, cennetin

Issız kurnalardan hüzün akıyor, gönlüme

Su yarıldı, sız artık.