Ölürsem ki şayet her aldığım nefes öldürüyor, beni bağışla. Yarım bıraktıklarımdan, her yerden kaçıp sana varamayışımdan, sarılamayışımdan ya da eksik kalan cümlelerimden, artık büyümesi için sadece yağmurları bekleyen zeytin ağacımdan ve senden, en çok senden özür dilerim. Bilmeni isterim ki ben de tüm eksik kaldıklarımla sana veda ediyorum. Biz böyle yaşayacağız derken ciddiydim; savaşarak, umarak ve inanarak durduğum bu yerde sen beni göğsüne aldın, kaburgalarının arasında sakladın, bir devri devirdin. Beni hatırla demeyeceğim ama olurda göğsünde harlanan bir ateş hissedersen ellerini bastırıp... Her neyse işte...