ağır ağır çöker gökyüzü saçlarıma

  -birden değil, ezerek, ağır ve koyu-

içimin paramparça olmasını

titremesini kirpiklerimin sancıdan

  hissederek ölümün solgun dudaklarını

üzerime doğru yıkılır gökyüzü

                                    maviliğiyle, güzelliğiyle

ortaya atılır bir sonsuz sessizlik

ağrıdan yapılma çingene kadınlar

dağılsın diye dudaklarını boyarlar

geceden, sabaha dek gün dağılsın diye

sessizlik her yanım

                her yanım kalabalık bir uğultu

biraz da ölmeye benzer sevmek

"aç karnına ve yamalı"

bir bilet parasına, uçan güvercinlere

uzaklara benzer, uzaktan el eden

henüz -bakire- simsiyah kadınlara.

  ağır ağır çöker üzerimize gökyüzü

saçlarımdan başlayıp bulanır her yanıma

boynumda ellerinin güzelliği

dudaklarımda dağlar gibi çatlak kıraçlar

hiç bitmeyen

      henüz başlamış bir yalnızlık gibi

üzerimize çöker gökyüzü

bütün güzelliğiyle;

           senden çaldığı maviliğiyle.

akıyor koynumdan kasıklarıma dek bir gayret

akan kandan daha kızıl, daha sevimli çocuklardan

direnen bir sevginin gayreti

bütün basitliklere

omuzlarına dokunan başka başka parmaklara direnen 

içimi titreten bir gayret

"seni sevmeye devam etmek gayreti"