Ne kadar da aciz

Ne kadar muhtaç fıtratımız.

Bağlanmışız şartlarla

İmkanların sınırında hayatlarımız

Sorgular önermeler

Bir çok kural açık dene bul

Kimi kanunlarsa ne yapsan olmaz

Hiçbir şeyi yoktan var edemezsin

Giden gelmez topraktan mesela

Bir kuş gibi

Şartsız ve kolay uçmaz insan

Bazen bir fırtına

Kara şahin dur der

Ölenler bile mahsur

Bilmem kaç bin metrede

Aşağıda bulutlar görüşe perde

Üşür son şuleler

Soğuk yakar bir yandan

Bekliyorsan donar

Mutluyken eriyen saatler

Tükenir idamen

Düşmüş dara kimi adak adar

Bir sofrada döktüğün kırıntılara

Kalkmaz o hacimli kolların

Tüm gücün elin yettiği yere kadar

Ciğerin oksijen

Yüreğin sevgi

Gözlerin uyumak ister

Damarlarca sancı

Hücrelerce açlıktır payın

Gözü dönmüş birinin

Bu sefer kan emer kestiği kolundan

Kimileri var dönmez yolundan

Bilmiyor yine kuruyacak boğazı

Neyse ki sustu bitap düştü avazı

İlişme

Sen de hülyadasın zaten

Çok anlar gelir

Dank diye kalırsın mıhlanıp

Bu sahneler ne

Neredeyim ne yapıyorum ben

Sorular sayfalarca


Gidenler gitse bile

İşgal görmesin iklimin

Tek gayesidir bu

Tüm çektiğimin

Ama sen düşünme şimdi

Korkusuz yarınlar eğit

Ayrımsız çocuklar

U-mutlu yarınlar büyüt

Nöbetteyim

Beni sevmedin bari

Hainlere kin güt


İçinden ses

Doğru

Çekildim çıktım insanlık içinden

Kendine uzak bu ütopyalara

Bıraktım geldim aile yarınlar

Tahsil ve ne varsa başkaca

Atladım belaya

Göze aldım doğusuyla batısıyla

Kabullenip vazgeçtiklerim...

Yokuşlarda susayacak

Tabuta parça arayacak olsam da

Ama bu...

Bu kadarı...

Bilememişim...

Doğru

Ben geldim

Ben istedim evet

Bile isteye

Soyunup geçmişimden

Hasretinden kaçtım

Yatalak yaşayamazdım

Alıştırıyorum kendimi buralara

Parçalar ve yarımlarla

Kan tutması ve blurlamaya

Alıştım alışırım ve yaparım yüzyıllarca

Çünkü tek başınalık benim işim

Her şeyi yapabilmek yalnızca

İnsandan beklentisiz

Tenezzülsüz

Biraz da umarsızca

Yaptım yaparım şükür

Çok olmaktan önce

Tek kalabilmeli insan

Tek de yapabilmeli

Bir gruptan önce

Bir duruş olmalı

Öyle işte

Gece üç elli

Hasretin iter yavaş yavaş burçlardan

Elimi tutar gözlerin dalar yiterim

Çeker bir zaman sonra başka bir

Kara sevdalı hayalin

Vatanım sen oldun

Ölsem de kalsam da

Koynumdadır hep

Bayrağımı dikerim...