Biten bir günün yorgunluğu var üzerimde

Belki de büsbütün yitirilen umutların

Mevsimlerden sadece sonbaharı yaşayan bir iklimim var artık

Gecem de, gündüzüm de sararıp dökülen yapraklar gibi

Rüzgarın hiddetiyle, çaresizce savrulur her günüm

Yokluğunun armağanı bu işte

Ruhuma ihanet gibi, ama kopamıyorum senden

Neden hala bekliyorum seni?

Yine düşünceler serili kırık beyaz geceliğime

Renkler bile kırıldı senden sonra

Rüzgarının okşadığı saçlarımın uçları kırık

Alışamıyorum işte, her yanım yarım kalmış gibi

Sanki ruhum, mutluluk geçirmez bir bedenin içinde

Ne kadar da özgürdüm senden önce

Yelkenlerim tüm fırtınalara hükmederdi

Hiçbir liman yıldıramazdı beni

Senden sonra yönünü şaşırmış kırık bir sandalım artık

Denizinin dalgasına da rüzgarına da tutsak oldum

Tahmin edemezdim

Kaybetmenin bu kadar dayanılmaz olduğunu

Kalbimin her bir parçası sensiz günlerin intiharcısı

Bu acının yok mu bir çaresi?

Bekliyorum işte, belki çareyi, belki neşeyi

Belki de her şeyimle seni…