Şu koskoca dünya bir tek senin için varmış. Senin uğruna, senin şerefineymiş her şey. Doğan herkes senin adını sayıklayarak doğarmış. İskender'den Sezar'a, Hayyam'dan Mevlana'ya güneşin aydınlattığı ayın takip ettiği tüm insanlık... Deliler, ruhlar, cinler, yaratıklar, şeytanlar, acı çekenler, sömürülenler, birbirini delice sevenler, meczuplar, aşıklar, hayalperestler, yolda kalmışlar, yolunu asla bulamamış olanlar, yola çıkmaya cesareti hiç olmamışlar, kemik toplayanlar, bağıranlar, yakılanlar, aynaya bakamayanlar, ayna aramayanlar, sıkılmışlar, bunalanlar, ağlayanlar, ağlayamayanlar, şairler, kaderciler, tanrılarına küsenler, tanrısından bir yol bekleyenler, tanrısı hiç olmayanlar, aylaklar, asalaklar, ayağa kalkamayanlar, hiç oturmamış olanlar, uyku nedir bilmeyenler, kansızlar, asiller, kana susamışlar, kancıklar... Toprağın altında suyun üstündekiler... Var olanlar... Ben...
Onları tanıyana kadar bir tek benimmişsin sanmıştım. Keşke alıp koparabilseydim seni tüm hak etmeyenlerden. En çok kendimden...