"Sence ne kadar özgürüz Freya?"
Tüm dikkatiyle okuduğu kitaptan gök mavisi gözlerini bu kadar hızlı kaldırıp bana yöneltmesine şaşırmıştım.Bir saniye bile düşünmeden
"Asıl sorman gereken soru özgür müyüz olmalıydı"dedi.Devam etmesini istercesine ona derin derin baktım.
"Etrafına bir bak! Tanrı rolüne bürünmüş yöneticilerin hüküm sürdüğü,kendisini çocuklarının efendisi sanan ebeveynler tarafıdan büyütülen otoriteye boyun eğmiş kişilerin oluşturduğu,güçlünün zayıfı ezdiği,paranın seni güçlü kıldığı bu devirde sence özgür müyüz?"
"Değiliz,sanırım dedim."Söylediklerini düşünürken sesim ona göre çok kısık çıkmıştı.
"Durup hiç düşündün mü,Hemera? Seni sen olarak tanımlayan niteliklerin kaç tanesini birine bağımlı olmadan seçtin? Adın,dinin,milliyetin sen daha doğmadan önce başkaları tarafından belirlenmedi mi? Hayatımız aslında bizim seçmediğimiz şeyleri savunarak geçmiyor mu? Kendimizi özgürüz veya birine bağlı değiliz diye kandırsak da,aslında herkes kadar toplumun ve ailelerimizin esaretindeyiz.Ama bunu aşmak tekrardan bizlerin elinde.Önemli olanın bunu kendimize itiraf edip kendimizle yüzleşmek olduğunu düşünüyorum.Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir sonuçta."
"Peki sen kendinle yüzleşebildin mi?"
Buruk bir gülümseme yayıldı yüzüne.
Çektiği o derin nefese yılların acısını sığdırmıştı sanki.
"Toplumun ve ailemin üzerime yapıştırdığı kokuşmuş lekelerden kurtulmam çok zor oldu.Ama başardım sanırım.Kendimle gurur duyuyorum aslında.Bu uyanışı yaşamak,bazı şeylerin farkına varmak bile yeterliydi benim için.Aslında kilit nokta insanın kendisini başkalarının boyunduruğu altında kalmadan keşfedebilmesi."
Yanan mumlar kirpiklerine gölge düşürürken söylediklerinin kendi üzerimdeki tesirini düşündüm.