Şimdi her şey bi tuhaf, bir anda başka birisinin hayatını yaşıyor gibiyim. Bana ait olan her şeyden vazgeçip bir şey olmamış, yaşananlar yaşanmamış gibi, taptaze bir vücut ve kafayla yaşama devam ediyorum. Bu hayatını yaşadığım kişi de benim ama başka bir versiyonum. Bu yeni olan her şey hakkında daha toy, gelişigüzel, endişesiz ve mutlu. Arada dürten diğer kişi ise bazen rahatsız ediyor tabi. Ne çabuk beni bıraktın diye bana ızdırap çektirmek istiyor. İzni olmadığını ve benim kapımı çalamayacağını biliyor ama arada da zile basıp kendini hatırlatıyor. İçeri almasam dahi. Ne yapmalı onu. Gerçekten yok mu saymalı, elinden tutup ayağa mı kaldırmalı yoksa sen zaten yorgunsun deyip inzivasına mı terk etmeli bilmiyorum. Mutluluğuma ve yarım bıraktığım her şeyi tamamına erdirdiğimde mi uyandırmalı sonsuz uykusundan onu, bilemiyorum. Ona bir gün ihtiyaç duyar mıyım onu da bilmiyorum. Tek bildiğim onun tecrübelerinden ders çıkartmam gerektiğim.