Buğulu camda yapışıp kalmış

Giderken bana bıraktığın bir çift gözyaşı

Halının üstünde nefretinin izi

Neyse ki sevgin sende kalmış

Portmantoma bakıyorum

Çok sevdiğim gülüşün

Sürekli giydiğim -bilirsin ya-

O paltomun arkasında kalmış

Alamam ama

Seni hatırlatan her şey gibi

O da hatıradır dursun

Elleme sakın

Bari onlar kalsın bende

Belki bir kış günü üşürüm

Giyinmek isterim gülüşünü

Belki bir yaz günü terlerim

Nefretinle soğur içim

Bakarsın reçel yaparım

Saklarım kavanozlarda bir çift gözyaşını

Sen gereksin yani bana

Yaşadığım her hayatta

Şu an ve sonsuzda da

Ellerin gerek mesela

Öpmek için değil ha

Şöyle durması için hemen şu masanın üstünde

Saçların gerek ya da

İnan sevmek için değil

Yorganım çok eskidir

Nʼaparım açıkta ben

O kadar insafın var biliyorum

Hem gitsen de ne kadar uzağa gidebilirsin benden

Ben gittiğin her yerim

Konuştuğun her kelime

İçtiğin her şarap

Sen fark etmesen de her gece

Odanın sararmış bitkin lambasının isli vücudundan izlerim

Tedirgin bakışlarını

Her sabah boğarım güneşi

Sevgi ektiğim bedenini yakmasın diye

Başıboş köpeklere adını öğretirim

Bir gün başka bir dünyaya göçersem

En azından onlar sahip çıksınlar diye bu kutsala

Şimdi huysuz bir akşamüstü

Evimin her yeri gittikçe sen

Bunaltıyor beni

Akşamdan ziyade senin yokluğunun karanlığı

Ve büyüttükçe büyütüyorum sevgini

Halıda bıraktığın birkaç damla nefretten