Karşında duran güzelleşiyor. Baktığın her şeyin yerini değiştiriyorsun.

Sonra hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam ediyorsun. Olmuyor...

Rastgele konuşmuyorum, hepsini de konuşmuyorum.

Senin hakkında söylediğim, sustuğum her şeyle biraz daha saçılıyorsun ortalığa, topluyorum.

Bunu yapmamalıyım, biliyorum.

Sırlı bir kutuda, serbest kalması durumunda ikimiz adına da güzel sonuçlar doğuracak korkunç güzel bir mesele bu.

Orta Doğu'nun bütün yükünü boynuna sermişler sanki, çare olsun gül istiyorum...

Olmuyor.

Biliyorum sen neşeli uyansan kimse öfkelenmeyecek o gün, dudağının kenarından başlayıp yanağına sıçrayacak tebessüm.

Bütün insanlık affedilecek.

Biraz da bunlar sebep aslında kışların çok yağışlı çok soğuk geçmesine.

Sen orada nasıl istiyorsan öyle yaşanıyor burada hayat.

Yanı sıra, korkuyorum.

Sana bakarken güzelleşiyorum, sabah sana bakıyorum...

Tarif etmeyi denedim, bakıp birkaç dakika sonra seni yeniden görmek istesem zayıf aklımdan düşük yapıyor yüzün, saçların...

Kokusuyla, yüzümde gıdıklamasıyla kalktığım sabahların hatırına dönüyor dünya, diğer her şeyi unut...

Durum tam olarak bu.

Sana baktığımı biliyorsun, bana baktığını biliyorum, böyle de oturuyor hayat, duruyor olduğu yerde.

Bugün ve bundan önceki her gün gibi aynı kızgınlıkla özlemeye devam ediyorum.

Zamanında teslim edilmemiş, bütün büyüsünü yitirmiş eski bir mektup gibi...

İçeri dışarı geç kalmışlık, her taraf kötü tesadüfi karşılaşmalar...

Her durumda yaşadığını, orada benim olmadığım her yerde nefes alabildiğini biliyorum.

Sana milyon kelime biriktim.

Ensene kolye binlerce cüce yıldız.

Ve bir de Sezen Aksu.

Ben yoruldum.

Gidiyorum.