Bana çalacak bir kapı bırak Serâbe

Ezbere kilitler sorma

Çalsan göreceğin bir çocuk yüzü


Sahi bayram sabahları neden yağmurla gelir

Soğuk düşer toprağa, gamla gider insan

Ve neden kediler etten evvel çömleğe düşer

Keşkeklerin tadı gelsin diye elbet

Sen hiç düşme, dik yürü hep 

Keşkeleri bırakmış

Serâbe


Sonra şu sabahın pencereme doğması

Serâbe 

Yani bir görsen zerdeçalın bütün maviyi yeşile yormasını -Nicea tadında-

Göğe küfür dikitleri, yerle bir eden manevrayı

Sensizlikte bu aksiyona, bir de gerilim ve korku ekle -işin mi yok be adam-

Halbuki ben, bilirsin romantik komedi severim


Bilirsin dediysem; lafın gelişi ile

Canın gidişi arasında geçen bir hikaye bu

Serâbe


Sana kusurlarımı toplayıp gösteriyorken başka türlüsünü bilmiyorum ilanı aşka

Serâbe


Okumadığın şiirlerimi saymazsak ve

İncelikler beklemek iddianı

Ben çiçekli ve turkuaz kravatlardan gemiler yaptım

Sen,

Nuh’un dağlara kaçan oğlu tavrın

Ceketimde bilmediğin şiirler

Batırdın hepsini

Kızıldenizdi


Kalkarak toz topraktan

Yüzümü çeviriyorum göğe

Siyahtan gri bulut tavrındayım artık 

Hayat sonuçta bu! -diyorum içimden-

ciddiyet gerekiyor 

Belki de 


Çok düşünen bir kafanın çok üşüyen elleri

İliştirilmeyen bir ilistir oldum duvarına

Ne koysan sonunda toprak

Ben bağladım sen çöz

Serâbe


Yaşanmamış bir aşk ağrısı,

Yazılmamış bir şiirin sancısını ner’den bilsin 


Yağmur yağsa çamaşırları toplamaz

Çocuklar için şeker tutmazsın ceplerinde

Ne kedi seversin ne kahve

Yakından mavisin de

Bakınca iki adım geriden

Niye bu kadar nihavend 

Niye bu kadar Ankara’sın

Serâbe


Sabah ezanı kuşları sükûnu var şimdi içimde

Dalgasız da mutmainmiş kâlb

Demek ki


Ceplerimde çocuklar için şeker tuttum

-dedemdendir, böyle duydum-

Erimiş çikolatam buzlukta

Ellerimde durabilirdi, tutmadın buz sonuçta

Keman ile piyano ikilisi kadar yakışmalı insan sevdaya


Bütün tamlamaları dolduruyorsun da yalnız biri kalıyor geride

Sözleri getirmek hele!

Sırtımdan çekip çekip birer birer bırakmak masaya bu hançerleri

Kolay değil be,

Serâbe..





4Ekim’23

Mirza Şâmil.