faytonda sarılmışız hayvan sevgimizi konuşuyoruz
ıslandığım o gün yağmur yoktu sormadın da nedenini
kırsalda ağlanmaz toplanıverir başına akbabalar
öl dersen ölürüm ama kimseye öl demem
yaşamayı bağlayamam direğine dümeninde de yokum
beni kırılmış bir vazoyu tamir ederken bulabilirsin belki
gözlerim bozuk değil bulunduğum ortam sisli
tüm sırlar ufak bir organda gizli
ama renksiz yaşamım
elle tutulur tasalarım vardı çocukken
ama şimdi tam zamanı
tam da şu an bu tasarımlara bir ad takmalı
beni bir silah ile bir göl kenarında bulursan bu aramızda sır kalmalı
üçgen oluştur o an bir köşesine kendini diğerine anıları
ve doksan derece olan köşesine ise cesedimi koy
sıralamazsan o an isteklerini tanrıdan ohoo çoktan kafir olmuşsun
özenme bana ben sızarak geldim şu anki konumuma ve sanat oldu bedenim
bana bildiğin en büyük sayıyı söyle
o sayı kadar sevaplar dökeyim gökyüzünden
korkma henüz nabzım atıyor ölmedim
durdurdum öylece bu sanat eserleri sergisini
ama her an geri dönebilirim