Giden gitti, olan oldu diyorlar

Bir şey değiştiremezsin artık

Zamanı geri alamazsın sesleri

Sensizliği kabullenmemi bekliyorlar

Ama sen yaşıyorsun

Göğsümün tam ortasındaki yumruk

Ben buradayım diye vuruyor yüreğime


Gezemediğimiz yerler,

Gülemediğimiz şakalar

Ağlayamadığımız kaderimiz

Küfredemediğimiz haksızlıklar ve ben...

Hepimiz son akşam yemeği tablosundaki

Karmaşık feryatlarla,

Nasıl yarım kaldığımızdan dem vuruyoruz.


Feyzullah abi rakıları tazeliyor

Çektiğin acıları yineliyoruz

Gencecik diye fısıldıyorum

Gül gibi narin aslan gibi delikanlıydı

Sesi dosta kucak açar

Gülüşü kalpleri ısıtırdı


Saki soruyor arkamdan, işitiyorum

Ne derdi var bu kızın?

En yakını diyorlar intihar etti

O namussuz silahı kafasına dayadı

Kör kurşun onu öldürdü, acımadı.


Saki bakıyor gözümün ta içine

Gözlerini okuyorum

Bakışı ah vahlar sıralıyor

Sarılıyor bana sımsıkı

Ağzını bıçak açmıyor


Tekrar ediyor kafamdaki tüm sesler

O burada olsaydı, şimdi şu anda burada

İki sohbetin belini nasıl kırardık ama

Sen her lafıma gülerdin

Tüm dünyayı değiştireceğimizi söyler

Bize inanman için ısrarla dil döker

Hayallerimizi sayfa sayfa okurdum.


Ve inanırdın da bana, inanırdın biliyorum.

Bildiğim için kızıyorum kendime

Her şeyi gören gözlerim,

Nasıl göremedi içindeki kederi

Seninle inatlaşan boynuzum nasıl kırıldı

Nasıl anlayamadım, sesindeki mağrur serzenişi


Nasıl hissedemedim

Sen acılar içinde kıvranırken

Bir çıkış yolu ararken,

Uzanacak bir el beklerken

Nasıl dal olamadım sana

Biliyorum bana inanırdın bu dünyada

İşte tam da bu yüzden öfkem aynalara


Bana öyle güvenirdin ki

Dünya düz desem

sen tüm ciddiyetinle kuşkum yok derdin.

Peki bana neden veda etmedin?

Bana kırgın mıydın, inancını mı yitirdin?

Hiç yanında olamadım mı?

Belki de çok istedin...

Şimdi kendime nefret kusuyorum

Öyle sinirliyim ki yanında olamadığım her ana

Seni kurtaramayışıma...

Affet beni, seni yaşatamayışıma...