Bu bağda açan tek gülün dikeninin eline batmasından bahsediyorum,

Gözünden sakındığının senden yara esirgememesinden tut,

Sana olan zaafıma kadar 

varolan varoluşlar katran tutarken bilmediğim kuytularda,

Benim hiç rastlayamadıklarımı bulmaya,

Benden esirgediğin,

Lügatıma hiç girmeyen sevgini busende, hüsranla kabullenmeye,

Boş bakarken boşluğa çeken duvarlardan bir ses duymaya ihtiyacım var.

Bu gece için yakacak çok bir şeyim kalmadı!

Bu gece için söyleyecek sözüm,

Yüzümün çukurlarını dolduracak yaşım,

İnsanların gürültüsüne çıkarak sesim kalmadı.

Kalmadı cancağzım,

Kırlarda açan çiçeklere inancım,

Annemin dizine dermanım,

“Geçer yahu”lara takatim,

Beni bu katranla uyutan gecelere saygım kalmadı.

Saliseler üzerinde dolanıyorum.

Yaz ne kısa bir mevsim artık,

Ben ne telaşlıyım bu sıralar.

Annemin hayattan ümidi kestiği yaştayım galiba…

Annemin beni doğurduğu yaştayım.

Annemin doğurduğu beni, öldürdüğüm yaştayım.