İlkokulda öğrenmiştim bu şiiri. Hiç aklıma gelmezdi tabii o zamanlar hayatımın en sağlam dönüm noktasında anlam veremeden kendi kendime mırıldanacağım. Babam gittiğinde çok yağmur yağıyordu, bir gün geleceğini bildiğim ve kendimi hazır hissettiğimi sandığım o haberi aldığımda hem beynim durmuştu hem de aklımdan milyonlarca şey geçiyordu. Yok olup giden o değilmiş gibi, hayatımıza devam etmemiz çok elzemmiş gibi hemşirenin kıçıma sapladığı o iğnenin verdiği aptallıkla eve doğru giderken uyuşmuş halde bunu söylüyordum içimden. Her şey geçip, yine hayatın içinde cebelleşirken ansızın aklıma gelen o kopuk sahnelerden biri…
Yağmur camdan akıyor, ailemi düşünüyorum, sırada ne var diyorum, merak ederken korkuyorum. Uzun bir sessizlik sonrasında.
~
Büyüdüm zannettim, meğerse gidilecek daha uzun yollar varmış. Bir dünya baş ağrısı ve kelebek zannedilen sancılar midemde. "Daha mutlu olamam" diye umursamadan bağırarak söylediğim şarkıların bıyık altından gülüşleri varmış. "İşte şimdi her şey bitti" kaygısının peşinden öyle bir sürükleniyormuşsun ki daha nelerin yeni başladığını anlamaya aklın yetmiyormuş. "Tamam kabul, bunca şey yaşadık ama bundan daha fazla üzemez beni hiçbir şey" diye düşündüğün o an var ya, etrafında bir kasırga kopararak seni içine alıyormuş ve şimdi seyretmen için kolları sıvıyormuş…