Bir galaksi düşünün; ışığın en sönük olduğu, yıldızların hüzünlü bir melodiyle çaldığı bir evren. Samanyolu'nun ışıltılı dansına katılamayan, kendi sessizliğinde kaybolmuş bir cüce: Plüton. Bu küçük gezegen, evrende yalnız bir yolculuğa çıkmış gibi, yavaşça ve derin bir özlemle dolu.
Samanyolu'nun kollarında dönen diğer gezegenler, birbirleriyle uyum içinde dans ederken, Plüton kendi küçük dünyasında izole. Gökyüzündeki diğer devlere uzanamayacak kadar küçük, ama içinde taşıdığı duygular büyük. Yalnızlık, Plüton'un yıldızlara olan özlemine dönüşmüş durumda.
Plüton'un sessizliği, evrende kaybolmuş bir notaya benziyor. Diğer gezegenlerin gölgesinde kalmış gibi görünse de, bu küçük cüce, yıldızların arasında kendi melodisini söylüyor. Belki de yıldızlar, Plüton'un kalbindeki bu hüzün dolu şarkıyı duyar, ve evrenin derinliklerindeki bu duygusal yolculuğa eşlik eder.