“Çok sigara içiyorsun” derdin 

ben ikinci paketimi almak için para ararken. 

Ama sen sürekli bir şeyler derdin. 

Taksimdeki gay barlardan, 

engizisyon zamanı yakılan kadınlardan, 

din kültürü ve ahlak bilgisinden, 

matematikten, 

geometriden 

ve 

daha birçok şeyden bahsederdin. 


Ben ise dinlerdim. 

Seni dinlerken, 

dinlenirdim. 


Göğsümde dinlenen atlasın 

omzumdaki yük azalırdı. 

Rahatlardım. 

Anlattıklarından şiirler yazardım sana. 

Ama okumazdım

hiçbir şiirim sen kadar güzel olmadı. 

Zaten iyi bir şair de değildim. 

Babama göre zaman kaybıydım. 

Tanrı’ya göre sıradan bir kul,

sana göre çok sigara için bir aşık…

Sonra sustun. 

Sigarama karışmadın. 

Garip bilgiler vermedin. 

Cahil kaldım, 

sigarayı arttırdım. 

Seni anlatmadığım şiirler yazdım. 

Babama göre hala zaman kaybıydım. 

Tanrı’ya göre ise hala kul. 


Konuşmanı istedim. 

Aradım,

bir kadın aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor 

deyip durdu. 

Haklıydı. 

Aradığım kişilere hiçbir zaman ulaşamazdım. 

O kadının sesinden sıkıldıktan sonra 

seni aramak için farklı yollar denedim. 

Kayıp ilanları verdim. 

Morgları gezdim. 

Sana beyaz yakışır demiştim. 

Ölüm soğuğunda seni aradım. 

Bahsettiğin zamanlara yolculuk yaptım. 

Seni aradım. 

Ama bulamadım. 

Gün gelir de bu yazıyı okursan

sana yazdığım şiirleri bileğime gömdüm.


Cesedimi bulunca okursun.