Lafı dolandırmaya gerek yok. İnsanlar olarak iletişim kurmaya muhtacız. Peki insanlarla iletişim kurmak için konuşmak zorunda mıyız? Sessizlik niçin bir iletişim yolu olamasın ki? Ne de olsa kelimeden önce sessizlik vardı.
Sessizliğin bastırılması gerekilen bir şey olarak algılanması günümüzün en büyük yanılgılarından biridir. Sebebi basit: sessizliği denetleyemiyoruz! Sessizlik üzerinde hakimiyeti bulunmayan insanlar olarak ondan korkuyoruz. Anlamamız gereken şey onun bize bir düşman olmadığıdır. Çünkü kelimelerin ifade kapasitesi varken; sessizlikte ifade edebileceğimiz, hissedeceğimiz şeylerin kapasitesi yoktur. Sessizlik ifade biçimlerinin zirvesidir. Sessizlik özgürlüktür. Sessizliğin özgürlüğünden bile korkan insanoğlu, gürültüyü icat etti ve bu özgürlüğü kelimelerle denetledi.
Yapay gürültü, kelimeler zehirliydi. Çünkü insanların konuşarak ifade edemediği şey, ifade etmeye çalıştığına zarar verdi, onu rehin aldı. Kaldı ki konuşarak hiçbir şeyi anlatamadık. Bilincimizde var olan binlerce şeye karşılık 3-5 kelime, bilincimizin akışına karşı hep eksik kalmıştır.
İddia ediyorum ki kurulabilecek en yüce iletişim, birlikte susulabilen iletişimdir. Ne dersiniz, bu konuyu hep beraber yüz yüze susalım mı?