Hayatımda dengeyi kuramadığım bir zaman dilimindeyim, bunun üzerine uğraştıkça daha da battığımı fark ettiğimden beri saldım. İpin ucunu sıkı tutmaya çalıştıkça ellerimin yara olduğunu anladığım anda bıraktım. Kimi ip çok hızlı uzaklaştı benden çünkü ipin diğer ucu benden ters bir kısma gidiyordu. Kimi ip eğilip alabileceğim kadar yakındı bana. O an dedim işte, tamam. Çabaladıkça battığın bir çamur bu ya.


İşte bu yüzden bazen salmak gerekir. Umursamamak ya da boş vermek değil. Hayatında olan herkes sendeki değerini hisseder ve gelir zaten. Bu yüzden salmak sana da iyi gelir. Ben şu an uzanıyorum sanki bir boşluğa. İçimdeki yangının sessiz huzuru bu. Dalıyorum, alıyorum kendimi, uzaklara götürüyorum. Arkama baktığımda yanımda kim varsa onlarla yürüyeceğim bir hayatı seçiyorum. Yaş alıyorum ve yaşlanıyorum. Her geçen günden bir şeyler katıp yoluma devam ediyorum. Yalnızca yanımda olunsun değil, ben de yanlarında olmalıyım düşüncesini seçiyorum. Garip hisler bunlar ama ben şu an huzuru seçiyorum. Sessizlik içimde hoş duygular uyandırıyor ve ben bu sessizliği seviyorum.