Bir başına gecenin ıssızlığında
Öyle suskun, öyle çaresiz
Aklı yok, fikri yok, kulakları yok
Ama dinler yatak, yorgan, yastık
Cesareti yok, acıması yok
Yine de böler kendini yalnızlık
Konuşursun duvara, belki duyar diye
Duyar da suskunluğunu bozar diye
Öylece yaralarını sarar diye
Etme, etme bak ben sarmalandım
Masumca akarken dalgalandım
Hasret çalar kapını alacaklı gibi
Susarsan gülecek sanki haklı gibi
Kızıla bürünecek kanlı bıçaklı gibi
Susma, susma bak ben sustum
Sessizliğe avuçlarca kan kustum
Bak dostum, dinle gecenin sesini
Şerefine giymiş en güzel elbisesini
Bilmezsin, kollar yalnızlığın ensesini
Dinle, dinle bırakıp da ahrazlığını
Herkesten daha çok sev yalnızlığını