Yol güle gece kanar günden

Aldanmışlığın kırılmaya tekrar

Gülüşlerertesi sahteliğinde

-dünden-

Bir ağaç ne zaman başlar çürümeye



Umudun boş pazarı dağıtan sahnesinde

Çalınmış bir rolüm var

-külden-

Bir ağaç nerede başlar çürümeye


Kendisinin bozabileceği bir sessizlik

Yalnızlığı 

İnsanın

Bağlaçlar yol kesermiş -geç anladın-

İliştiremediğinde iki yakasını aşkın


Yakınsak bir mercek çizilmiş

Yokunsak bir gül kırılmış

Dokunsak bir adam dağılmış


Dokunsak bir kabuğumuz hep kan

Konuşsak içimiz hep dağlanan

Yine kemikten

Yine derinden

Yine en



Benim bir yönüm soldu gülden büktüğüm

Geceyle yoldan çeliklediğim o gün

Ve senden sonra

Sözümdür

Sevda

Üflemeyeceğim hiçbir karahindibaya

Tanımadığın çocuklara duan kadar samimi

Kanamadığın yaranın acısı kadar yakın

Hesabı kapanmış defterin rahatı kadar biziz


Seyrek bir iz

Buğusuyla aynada beliren

Güneş sızarken

Gayriihtiyarî

Bahtiyârlık denemeleri

Üstümüzde dururken eğreti

Kururken köküyle heyecan

Bir ağaç neresinden başlar çürümeye

Yürüyüşün gitmeklerden tozlanmış belli

Şimdi hangi güle kansak

O kadar kızıl

O kanar delisin

Titremez dalın ucu tetikteyken

-Yüreğinden taşsın-

Vakitsizsin körpesin böylesin

Bir ağaç nasıl başlar çürümeye

Unutarak bildiğinden kendini


Kimse inanmadı bir ağacın yürüdüğüne

Seven sevdiğine öldüğünü söylesin





Mirza Şâmil.

Şubat’24




.