Sevgi, birine duyulan derin bağ. Bazen de bağımlılık belki. El ele verilince her zorluğun üstesinden gelinir diye düşünen değil; elimizden geleni yapalım, olmazsa beraber üzülürüz mantığıyla ilerleyen kişilerin sağlıklı ilerlettiği ilişkiler sugötürmez bir gerçek. Bazen sevgi yetmiyor bazı şeyler için. Öyle durumlar oluyor ki hayatta, bazen ailen oluyor sevdiğin. Ağladığınız omzun nasıl da sırt çevirdiğini hatta sizi ağlattığını unuttunuz mu? Sanmıyorum kolay kolay unutulsun. Hak etmeyen birine gönül vermenin zorluğunu da iyi biliyorsunuz çoğunuz. Neydi peki bunları yaşamanızın sebebi? Aslında cevabı basit. Karşınızdakine çok tolerans göstermek genelde. Sizle alakası olmayan konuların faturası size kesilecek kadar çok tolerans göstermek. Sonunda her yapılan şeyin ''iyiliğin için'' kalıbıyla sineye çekildiği günler de gelecek. Ve ülkemizin genel Issız Adam sevdası: ''Bir gün hayatındaki doğru insanı bulduğunda bana teşekkür edeceksin.'' Biliyorum, hiçbiriniz de teşekkür etmediniz. Hepinizde yara olarak kaldı. Ya da evet teşekkür ettiniz ama etmenizin sebebi sadece sizi kendisinden kurtarması oldu. Beni kendin gibi iğrenç bir insandan kurtardığın için teşekkür ederim deyip lanetler okudunuz. Ki bunları yaparken bile farkında değildiniz ama hâlâ içinizde sevgisi kalmıştı. Asıl tehlikeli zaman ise bu olay, teşekkür etmek veya etmemek, aklınızın ucundan dahi geçmediyse. Aklına bu gelmeyen insan işte hissizleşmiştir. Ne sevgisi kalmıştır ne de öfkesi. İşte o evrenin dönüşü yoktur artık. Karşınızdaki insanın sizi kaybedişinin resmi bir göstergesidir. İşte o an sizin için yeni bir başlangıçtır. Hepinizin bu evreye erişmesi dileğiyle...