kusurları yok eden,

gözleri kör.

gürültülü, ama kimseyi sağır etmez, nahif,

kulakların pasını silip götürecek kadar da zarif.

sevgi.


üzerinde iki cambazıyla bir ip bazen,

zaman zaman dengesi şaşan terazi.

devrilmeyen iradesi, düğümlenirse bile

incelmez hiçbir yerinden ve eksilmez

zaten inceyse ne denir ki?

belli ki sevgi denmez.


inşası ne zaman biter belirsiz evin biri,

yıllar yılı uğraşla kurulan şehirler gibi,

fakat birkaç saatlik savaşlarla yıkılmaz.

yüksek kaleleri, aşılmaz öyle kolayca.

vurulmaz askerleri, vurulsa bile yorulmaz.

bırakmaz kendini.

kaybolmaz. 

zira kaybolursa var olmaz.


resimlerde cennet tasviri.

o büyülü şelaleleri bile içinde tarihi ateşi taşır,

göremezsin.

belki en tatlısı esaretin, marifet mi? değil.

hapissin.

altından, elmastan, gümüşten de yapılsa 

kafes, bilirsin, yine kafes.

ki senin kanadın dahi yok, bülbül hiç değilsin.

dörtten fazla duvarda her tarafı kaplı buhar

büyük mutlulukların içine çizilen çember,

eli, dili, yüreği... hepsini ayrı yakan.

yakacak olan yakar,

sevgi.