içinizde yeşerttiğiniz gülün karşılığını bulamayabilirsiniz! ancak o güle benzeyen ya da örtüşük gösteren gülü bulduğunuzda onu terk etmeyin. çünkü o gül sizi hayata bağlayan anlam ve mana denkleminin kökleri hatta tohumu rezervindedir. bu yüzden içinizdeki gülü daima besleyin ve bunu da incil'in de öğretisi olan ''insan sevgi üzerine yaratılmıştır'' mottosuyla yapabilirsiniz. bu bağlamda insanın en yetkin duygulanımı ve algısal korteksi sevgi üzerine temellendirilmiştir. çünkü hayattaki bütün edim ve etmenler sevgi istenci üzerine kurgulanmıştır. yaptığımız tüm tercihler ve kararlar kendilik adına verdiğimizde ''sevgi çıkarımı'' başlığı altında toplanır. bu yüzden sevginin eksilmiş hali veya sevgisizlik diye atfedilen tutum ve davranışların ana yapısı dahi sevgiden kaynaklanır. az ya da çok yaşam serüveninizin bir bölümünde sevgiye dokunmadan geçen bir an dahi olmayacaktır. bu bağıntıdan hareketle sevginin denklemi ve eklemleri insan varlığı devam ettiği sürece kendini baki kılacaktır. belki yapay sevgilerle ya da sevgisizlikle bunlar homoroboticusa öğretilebilecektir. lakin sevginin basit olan kompleks yapısı canlılığa aitliğini ilerleyen teknolojiyle homoroboticusa devredilecektir. ancak gerçek kimliğini canlı formundan gösteren ''sevgi'' vaaz ettiği gerçelliği yitirecek bir alana yöneldiğinde olacakları şu an kısa bir açıyla anlamlandırsak dahi karşı karşıya geldiğimizde net çeperini ve duvarlarını algılayacağız. kısacası canlılığa ait bir eklemi yapay denklemin sac ayağı sunmak sevgiye ne kadar muhtaç olduğumuzu göstermektedir. işte bu yüzden içinizdeki gülü sevgiyle besleyin ki sevgisiz kalmış hissettiğinizde dahi kendinizi sevebilecek açılımlar bulabilesiniz. yoksa yine sevgisizlik gibi doğal bir durumda kendiliklerimizi bulacak ve sevgiyi bulma uğruna çaba harcayacağız. ve unutmamalıdır! sevgi emek gerektiren bir eylemdir.

sonuç olarak; her şeyden önce kendinizi ve kendiliklerinizi severek ya da nefret ederek ancak bu bağıntının içinde var olabilirsiniz. yani kısacası canlı kalabilirsiniz.o yüzden hâlâ canlılık formunu koruyorken sevin ve sevmekten çekinmeyin! lakin bu sevgiyi birine ya da başkasına hatta ötekine yükleyerek değil. tamamıyla kendi içinizden çıkan bir volkan patlaması gibi yok ederek değil var ederek yapın. çünkü sevmek eylemi yok etmek kimliğini kullansa dahi yıkılanı tekrar inşa edecek kuvveti sunacaktır. ruhunuz ve yüreğiniz kadar sevecek bir ömür diliyorum. herkesleşmeyen herkese güzel düşler dilerim....