Sevgili Ben,

Bu mektup senden sana. Öncelikle demek istediğim en önemli şey, seni anlıyorum. Çektiğin acıları, sıkıntıları, yalnızlığını, bıkmışlığını, çaresizliğini, hem de hepsini. İnsanlara bir türlü kendini anlatamayışını, insanların delirdiğini düşünmelerini, bazen açıkça sana aptallaşma demelerini, doğrudan düşünemediğini patavatsızca ortaya döküşlerini, büyülendiğini, pişmanlıktan kahrolacağını, şükürsüz olduğunu, bir türlü kendinden kötü olanları görmediğini, her şeyin kafada bittiğini ve takmaman gerektiğini, keyfine bakmanı, sirkeyle yıkanmanı, daha aklıma gelen ve gelmeyen daha bir sürü şey dediklerini biliyorum. Ama bu insanlar senin aylardır belki yıllardır içinden çıkamadığın acıların, sıkıntıların hakkında iki dakikada hüküm veriyorlar. Bütün hayatın hakkında onlardan daha iyi düşündüğüne inanamıyorlar. Aynı insanlar seni bir denizin altında tutmaya çalışıyor. Başını çıkarıp nefes almana izin vermiyorlar. Sana diyorlar ki: “Bak Meyyal mercanlar, inciler, renk renk balıklar, güzelim bitkiler var. Bak neler var denizin altında çok kıymetli, çok güzel.” Seni omuzlarından ittiriyorlar deniz altına, bacaklarından çekiyorlar, kollarını tutuyorlar ama senin oksijen tüpün yok. Denizde nefes alamıyor, yavaş yavaş boğuluyorsun. Göğüs kafesin sıkışıyor. Gözün kararıyor. Onlar sana “Hadi ama aç gözünü, şunlara bak.” diyorlar. Sen ağzından baloncuklar çıka çıka çırpınıyorsun hava almak için. Onlar sana diyor, “dayan dayan, alışacaksın. Sabret, isyankar olma.” Evet tamam isyankar olma şükret. Sen aptalsın. Kendin için iyiyi bilmezsin, dinle herkesi. Toplum aile devlet senin için karar versin. Sen sadece sana biçilen rolü oyna. Yaşamak mecburiyetinde değiliz hepimiz. Hayatta kalıyor olmak kafi. Fazlasına hakkın yok. Farklı bir fikir üretme, standarttan ayrılma, hatta hayal dahi kurma, toplumun her yaş aralığı adına kurduğu hayaller var, al onları kullan. Daha ne isteyebilirsin ki? İstediğin her şey şımarıklıktan, kapristen öte bir şey değil. Bütün bunlar olurken senin hayatından nefret etmen, tir tir titremen, evet bu sefer kesin ölüyorum diye düşünmen hiç mühim değil. Sistemin çarkları dönsün yeter Meyyal. Farklı düşünmek bir lanettir. Çıkar at bunları zihninden ve bunun gibi bir ton şey.

Bütün bu baskı, sıkıntılar ve acılar sebebiyle şu an ben bile seni sevdiğimi söyleyemiyorum, üzgünüm. Ama seni sevmeye ve bütün bu insanların bilmeden yaptıkları zulme karşı seni şefkatle kucaklamaya şu andan itibaren niyet ediyorum.

Hoşça kal.