İnsan kalbiyle güzelleştirir yaşanmışlıkları.
Geçmişini öfkesiyle temizler.
Bir avuç toprak kadar nefes alır,
Bitmeyen umutların arkasından.
Zehir aksa yine bekler gerçekleşmesini beklediği umutları...
Bütün yollar kapansa tünel kazar kalbinin derinliklerinde yine de seni bulur ve seni sever.
İnsan sevişi ile güzelleştirir birçok şeyi,
Güzel olduğu için değil güzel sevdiği için her şey basitmiş gibi gelir ona.
Bazen solan bir çiçeği bazen kırılan en değerli bir bardağı bile görmez severken insan.
Hatta bazen kırılan kalbini bile göremez onca sevdiği güzellikler arasında.
İnsan sevgiye değil sevgiliye nankördür.
Çünkü sevginin değerini bilmesini gerekiyorken en çok onu yalnız bırakır.
En çok onun heveslerini kırar.
Avuçlarının içinde kayan kum taneleri gibi bir bir ve sayısızca sömürür kalbin içindeki sevgiyi ve sevgiliyi.
Biraz da kalbe zarar vereyim der ve öyle çekilir kenara.
Biraz da onun acısını izleyeyim der ve susar çekildiği yerde.
Evet biz de biliyoruz ki sevgili değil seven susar her seferinde.
Seven yaşar, yaşamak istediklerini değil de yaşamak istemediği onca kırgınlıkları onca yalnız kalışları.
Sevgili konuşur, seven izler içindeki korkaklığı.
İşte bu yüzden sevgili değil sevgi nankördür.
Sen sustukça daha çok yaralar açar sende.
Sen kaçtıkça daha çok büyür korkular ve endişeler.
Siz siz olun nankör sevgililer içinde nankör sevgiler beslemeyin.
Geçmişi unutmayın onları da güzelleştirin.
Ve öylece bırakın tozlu raflara.
Zamanı gelince elbet açılacak ve okunacak kitaplar arasında girecektir.
İşte o zaman geçmiş sizler için güzel ve eskide kaldığı zaman yeni umutların başlangıcı olacaktır.