Bir gün daha devriliyor akşam üzeri, güneş usulca süzülüyor semadan. Karanlığa adım adım yol alırken bulutlarda bir yağmur telaşesi var. Yakıcı sıcaklardan sonra gelen hafif bir yaz yağmuru yüreklere su serpiyor adeta. Lavantalar hasat edilmemiş, kokuları buram buram dağılıyor havaya. Yağmur nemini bırakmadan da gitmiyor tabii, bu şehrin olmazsa olmazı yaz sıcağına eklenen nemdir her zaman. İşte güneş, çoktan tepeleri aştı bile. Bu vakitlerde balkonda içilen çay ve ona eşlik eden 2 çift kelamla akşam daha da güzelleşiyor. Ruhumu dinlendiriyor akşamlar. Çokça şükretmek gerekiyor, aydınlıklardan sonra gelen karanlıklar bütün günün kargaşasını örtmeye yetiyor. Her gün bir parça daha götürüyor yaşamımızdan. Devrilen her güneş, ayrı bir benin parçalarını oluşturuyor gitgide. Bir şeyler eksilirken, bir şeyler tamamlanıyor. Sevgili kendim, zamanın kıymetini anlayamadığım her gün için çokça pişmanlık duyuyorum. Biliyorum ki yeniden doğan her gün, benim için yadsınamayacak kadar kıymetli. Bazen yetersiz ve eksik hissediyorum. Ama biliyorum ki kendimin en iyi versiyonuna ulaşacağım günler uzakta değil. Hayat, bizi bir şekilde olmamız gereken yere getiriyor en nihayetinde. Oradan oraya bir yaprak misali savuruyor, her şey olacağına varıyor. Gece bitiyor…