Başında narin papatyalardan tacıyla gözleri ıslak ve umutsuz bana bakıyordu. Baharın ilk yağmuru onun gözyaşlarıyla gelmişti gönlüme ama ıslatmak yerine yakıp geçmişti. Bakışları yere kaydı önce, sonra tekrar kaldırdı mağrurda başını ve uçsuz bucaksız kırda koşmaya başladı. Dönüp bakmadı. Hoşça kal demedi. Bıraktı ve gitti beni yalnızlığımla, kendimle. O gitmişti ama baktığımda içinde boğulduğum, kendimi kaybettiğim gözleri karşımdaydı. O beni bırakmıştı ama gözleri beni terk etmiyordu. İşte bitmişti her şey. Gelmiştik yolun sonuna.