şarap kızılı süzülür, süzülür
kandır akan bu sen yerimden
gözlerimi yakar mıydın böyle?
giderek ışığı bol bir geceden
bu sevmek kapında sırılsıklam
acımaz kendine sürünür, sürünür
çağırır uçurum perdenin ardından
kaçırma derim göz bebeklerini
ürperirim sana olan bakışımdan
her kararın ardında bırakırken beni
cam kırıkları kesmez ellerimi
her parçası senin hayalinden
sen kimsin, neyin nesi bu?
başımdaki aklımı sen misin yöneten?
bir canım var emelinin anahtarı
al benden, aç istediğin kapıyı
adımlarında benim izim var
denizlere götürür seni
mor gün batımlarına götürür
güneşin diken gibi battığı
seni beklediğim o sahile götürür
sendekilerle ben yaşayamazdım
ruhum aç kalırdı bedeninde
bunu kabullenmek epey zaman aldı
sen benim gölgemdin nihayetinde
ayıramadım seni bedenimden
çünkü hiç orada yoktun
ikna edemedim yanımda yürümeye
çünkü aynı değildi yolun
sen bir hızla savruldun yanımdan
aynı akan binlercesi gibiydin
belki ben yavaşça süzdüm
biraz da üzdüm seni
affet çok oyalandım yörende
fazla fazla bakışlar bıraktım
kalamazdım biliyordum seninle
saksıda çiçek değilim ki
bunca şeye razı olamazdım
"sulanmayı unutsa da kökleri
odanın havası sen kokuyor ya
direniriz, beceremezsek gitmeyi"
velhasılı kelam geçti yıllarımız
bir şeyler dönüştü benliğimizden
yine de inat etti varlığımız
birbirimizi vurduk can evimizden
varmış çekeceğimiz kalbimizden
aklımızla alaylı, biraz da sabırsızız
sonunu bile bile estirdik serinden
kaldığımız o ayazda birikti her sızımız
gençlik böyleymiş der dururduk
neler gördük sen, ben ve o yıldız
şimdiyse birer el olduk
en çok benzeyen iki yabancıyız
Kader Koçyiğit
2023-05-05T16:31:25+03:00İçine çeken bir tarzınız var emeğinize sağlık🌹
Fehmekar
2023-05-05T16:30:05+03:00Çok güzel çok anlamlı...