Dünyanın en anlamsız duygusundan bahsedeceğim belki. “Sevmek”, “sevdalanmak”, “aşk.” Adına denen şey her ne ise. Bir insan bir insanı neden sever, nedir seni ona çeken bu kadar istemene sebep olan. Mantık çerçevesinde bakıldığında insan gayet tek başına hayatını sürdürebilecek bir varlık. Evet, sosyal bir varlık fakat bir erkek erkek arkadaşlarıyla, kadın da kadın arkadaşları ile bu sosyal doyuma ulaşabileceği gayet tabi bir durumda. Peki sevmek neden vardır? Bir insan neden her haz ile istenir. Üremek bu soru için çok basit ve kolaya kaçma cevaptır. Sorunun cevabı asla bu olamaz. Rasyonel bir şekilde açıklamak mümkün değil. Freud’a göre ego idea falan filan anladığınızı varsayıyorum işte. Bu gene rasyonel bir cevap ki, kanımca sebep bu da değil. O zaman bunun cevabını ne olarak vereceğiz? Seven sevilmiyorsa bir de yandık, tarifi olmayan bir acı. Acıyı fiziksel olarak tanımlayabiliriz ama ruhsal olarak yaşanan bu acı nasıl tanımlanır? Bu kıyası nasıl yapacağız. İnsan nasıl olur da ruhsal olarak acı duyar. Mantık el vermiyor. Eğer göremediğimiz bu şey insana acı veriyorsa nasıl olur da yokluk olduğu ispat edilebilir. Yani eğer aşk denilen kavram var ise karşılık bulmadığında acı verir bir insana. İnsanı bütün arzu ve beklentilerinden vazgeçirebilen bu yüce şey nedir? Neden bir insan bir insana bu kadar bağlanır, sizin de kulağınıza mantıksız gelmiyor mu, bir düşünün eminim hepimiz bunu tatmışızdır, siz verin bana cevabını. Nasıl olurda bir insan bir insana fiziksel zarar vermeden acı çektirebilir. Ya da bir insan nasıl bir insanı sevebiliyor olur. Ve bu duyguya insan zamanla bağlanır, daha doğrusu bu duyguyu kendisine yaşatan kişiye nasıl bağımlılık duyabilir. Kimi kişi ölümden beter bir ıstırap der ölümün ne olduğunu bilmeden bilemeden. Ölüm acı verir mi insana bilmiyoruz fakat bu aşk veya sevmek adı verilmiş olan kavramların insanlara ruhsal bir acı çektirdiği aşikar. Peki insan bu durumun kendisine zarar vereceğini bile bile neden bu topa girer? İnsan acıdan haz alan bir varlık mı, istisnalar hariç sanmıyorum. O zaman bu insanın istemi dışında gerçekleşen bir olay, o zaman şu ortaya çıkmaz mı sizce de?

İnsan kendini sadece aklı ile idare edebilen bir mahluk değildir. İnsanı duygularına hapseden ekstra bir şey daha var. Ve bu şey varlığından haberdar olmadığımız bir şey. Şey demek zorundayım çünkü başka bir isim vermenin mümkünatı yok. Ya da vereyim bu şey her ne ise adı artık 'Habün' dür. Kısaca Habün dediğim şey seven ama sevilmeyen kişinin elinde olmadan yaşadığı bağlılık ve vazgeçememe durumudur. Umarım hiçbirimiz yaşamayız. Yani demem o ki baştan başa, tanımdan mantığa, mantıksız olan bir durum . Sevmek ama sevilmemek Habün'e yol açabilir dikkatli olalım...


Sevgilerimle .