Çürümüş papatyalardan yüz buluyorum.

Yakışmıyor ne yaşıma ne yaşantıma lisevari cıvık bir aşk macerası.

Korkutuyor artık beni sonu olmayan şeyler.

İrkiliyorum ve kalkıyorum ayağa, işte buydu diyor sinirden aldığı hareketle,

Pıtraklaşan nöronlarım;


İşte buydu, peygamber gelmemiş kabilelerde de vardı bu hayatın sonrası ve

Baştan ayağa avutulmuş bir tanrısı.

Her hücremden sitoplazmam çekiliyor.

Gecenin yıldızlarına yakışmıyordu Yusuf’un tanrısı.

Akarsu gibi boşalıyor damarlarım.


Dura dura hayata değil kendimi vakıf ettiğim bu dünyada,

Artık çekici gelmiyor ne papatyalar ne aşk maceraları.

Ruhumu öldürmüşte sanki biri,

Faili meçhul kalmış gibi.


Zamansızlığımıza veriyor hayat, zamansızlığımıza.

Modern hayatın dışkısıdır, plan ve program.

Vakıf edilen hayatım üzere,

Bağışlanma istemem ne saçma.

Gençliğimde güç bela kırdığım prangalarımı geri topluyorum.

Yama ediyorum nerede iz bıraktıysa prangalar.

İğreti dursa da, Şimdi daha iyi anlıyorum.

İnsanı bir arada ve yekpare tutan prangalarmış.


Çoğu zaman durmak eylemi koşmaktan daha çok yorarmış…