Siyah kalpli meleğim yolumun kenarında beyaz teniyle parlıyor göğün altında. Bekliyor ona varmamı karanlık ormanların içinde. Sürükleniyorum yollarda kafamda yetim fikirlerle. Yollarımızı kuşatacak iki başlı yılanlar. Hepsi senin saç tellerin olarak uzanacaklar yollarıma. Saracak tenimi onların dökülen pulları, acıyla yakacaksın etrafımdakileri bir biz kalalım diye. Her korunmasız anımda saracak beni, sardı beni. Tüm olanaksızlıklarımı olur kıldı tırnaklarıyla. Sırtımdaki iniltili tırnak izleriyle yaklaştı ruhuma, bırakmadı tek bir aşikâr tehdit; kendisinden başka. Suyun altında nefes aldırtan güzellik. Olağanüstü yaratık. Kansız damarlar vücudumda dolanırken döktü kanını avuçlarıma ve yavaşça kavradı saçlarımdan, lütfetti bana kendi yüceliğinden. Zamansız bir dilimde sürdü renkleri yüzüme, anlamsızlığın griliğinde tüm sapmaları yarattı görüşlerimde. Kalpsiz canlılar getirdi yuvama. Yuttu beni kanıyla içine; tek bir sızıntı olmayacak biçimde. Ölümüme sürüklüyor şimdi beni yavaşça, ansızın soğuk elleri tenime değince ürpertiyor beni. Alaycı bakışları üzerimde gezinirken yalvarıyor bana biraz daha yakın olabilmek adına. Kavrıyor bedenimi ve ruhumu korkutuculuğuyla. Bir gün batımı yaratıyor bana, huzurlu öleceğimi söylüyor aynı zamanda. Sonsuzluğumu arzuluyor sarı gözlerinde. Korkutuyor beni sevgisiyle, dehşet verici bir sevgi içimde.