Gençliğim ve
Şehirlerarası güzellemelerim
Kılıfını yenileyemediğim –ah bu içime dert-
Bağlamalı seferlerim
Ankara’nın balkonsuz boşluğunda
Demokrat ağına takılan
Tozpembe cinnetlerim…
Hepsi ellerinizden öptü otobüslerde
Kendimce haklıydım cam kenarını seçmekle
İnsan hem az bağırıyor
Çığlık çığlığa susuyor
Çok susuz ağlıyor
Otobüslerde kimse çiçek yetiştirmiyor
Camlara dantelli perde işleyen de yok
Ah kaptan!
Cam bakışı hayallerimi
Griye boyadı senin şu dertli sigaran
Yakmasaydı bir evreni bir hasret delicesine
Çekmeseydi bir dert bir garibi çıplak ayaklı sokaklarına
Babamın da saçı ağarmazdı kederden genç yaşta
Gülerken ince gülen adam, gözleri kör kuyu kadın
Bunlar hep dertten hep dertten
Dert insanı büyütürken kırık bir saksıda
Çiçekleri sula Allahım; lütfen sana ihtiyacım
Ben seni göğüm başımda
Ayaklarım yerin yedi kat altında
Hizaya çekildim, danteller serdim
İçimin bayram alanında bekledim.
Gelir de oturursa şuraya bir kaşı kara
Ah ben ortasına müptela!
Gelir de oturursa şayet bir kaşı kara
Sen o vakit göğümdeki çiçekleri itinayla sula.
Ayşe Engin