Tahammülümüz kalmadı artık.

Neye tahammülümüz kalmadıysa

En çok ondan mahrumuz şimdi.


Neye tahammülümüz yok?

Benim tahammülüm çok.

Hep sabırla doludur şu us.

Hep tevazuyla bekler gelecek olanı.


Kendimize tahammülümüz yok.

Kendisiyle yüzleşebilenler,

Yalnızca onlar sabırlı değiller.


Ben yüzleşirim kendimle.


Zannetmem elbette,

Kimse...

Kimse yüzleşemez kendisiyle

Hele bu zamanda yaşayan bahtsızlar içerisinde.


Otururum bir yerlere,

Ve konuşurum kendimle.


Konuşmaktan bahsetmiyorum ben,

Dinlemek gerekiyor sadece.

Sen en son kendine ne söyledin?


Hayatını eline al dedim.


Sana bunu kim söyledi.


Bir yerlerde,

Bir videoda denk geldim.


Peki kendine neden söyledin?


Çünkü hayatımı çekip çevirmek istedim

İstediğim yöne.


Bunu sen isteseydin,

Bunu kendine söylemen gerekmezdi.

Bunun olmasını istedin.

Kendinin ne istediğini bile düşünmedin.

Dışarıdan içimize aktarılan bilgilerle yaşıyoruz bu hayatı


Şimdi anladım olayı,

Sen hangi isteğin kendin olduğunu öğrenmek istiyorsun.


Hayır!

Biliyorum. Sadece dinlemek gerekiyor.

Sessizlik.

Kimse katlanamaz ama buna.

Sıkıcı bir iştir bilgelik.

O kadar sıkılmalı ki insan bilge olabilmek için.

Bilmek çok sıkıcıdır.

Bilen insan daha da sıkılır.

Ve delilik.

İste çok sıkışan insanlar,

Evet, sadece onlar delirebilirler.


Sıkılmadan bilmek isteyenler peki?

Bu çağ onların çağı değil midir?


Hayır, onlar bilmiyor olduklarını çok geç fark ederler.

Bir zaman gelecek ki tek bir akıl ve ona bağlı işlemciler olduklarını fark edecekler.

Tek bir kurtuluş var uzakta.

Delilik...

Evet, saf delilik.

Sıkılmaktan delirmiş olanlar...

Kurtulacaklar aşırı ısınma sorunlu arızalı beyinlerden.

Havadar entariler ve rahat hareketlerle dans edebilirler.

Sıkılanlar sadece eğlencenin ne demek olduğunu bilirler.