Şila, bir tür hayatın içine anason kokusu yayan fermantasyonun yaratıcısıydı. Ayrışırken yoğunlaşmasını seyretmeyi seviyordu. Fermantasyonda kullanılan tüm malzemeler şeker ve sudan ibaretti. Bir miktar meyve nektarı katılınca lezzet tamamlanıyordu. Sonrasında yapılan iş, karışımı dinlenmeye bırakmaktı. Altta kalan ile üstte birikmiş olanı izlerken ‘’İşte benim hayatım,’’ demekte zorlanmıyordu.

Şila buydu. Beklemeye bırakılmış fermantasyon sonucuydu. Şila, beklemeyi ve bekletmeyi sevmeyen varlık olarak dakik yaşamayı sevmiyordu.