Hepsi koca bir yalanmış, bildiğimizi sandığımız her şey kocaman trajik bir yalanın ötesinde değilmiş. Bize daha çocukken öğretilen iyi niyetin karşılığını bulacağı, iyilerin hep kazanacağı, umutların tükenmediği, sevdalarda aşkların yeterli olduğu gibi onlarca masal anlatıldı, bunların gerçek Dünya'da hiçbir şey ifade etmediklerini geç olsa da anladım. Acımın kitabın kapağını kapatmakla bitmediğini gördüğümde bunu anladım. Gerçek karanlık bir kuyudan fazlası değilmiş, hepimizin en fazla iki adım attıktan sonra duvarlarına çarptığı, karanlıktan önümüzü bile göremediğimiz, ne kadar bağırırsak bağıralım yankıdan öteye gidemediğimiz bir kuyu, asıl olarak hepimiz birer silüetiz sadece dışarı çıktığımızda en güzel maskelerimizi parlatıp takıyor, eve girdiğimizde ise kendi karanlık kuyumuzda zihnimizin hapsinde kalan silüetleriz.