Söylediğim ne varsa dünden
Bir öğüt
Yahut bir övgü kendime
Hiçbiri bu şiire ilham olmadı.
Geçmişime haslet
Çaylak yaşlardan nasiplenmek ümidiyle
Sevdayla tanıştığım o günde
Harap oldular.
-Eski teşbihlerim,
Geri kaldılar göğsümde çatırdayan mahşerin şahiliğinden-
Kaldıysa bir tebessüm
Terk edilmiş bir fotoğraf
Yahut bir dargınlık
Yıpranmış bir sevda
Derin bir iç çekiş
Gölgeleri yok bu şiirde.
Söylenmemiş sözlerde
Hakikati bulma ümidiyle
İnsanın hakkına göz kırptığım o gün
Mağlup birer nesroldular
-Gençlik türküleriyle perdesini araladığım bu şehirden geriye yalnızca müteessirlik hali kaldı-
Kalmanın
Yalnızlığın vesikası olduğu çağda
Bu intizamlı kayboluş
İnsanlıkla aramdaki husumetten mi
Yoksa namluların başı boşluğundan mı
Bilemiyorum.
Lakin sevda değil bu yokluğun müsebbibi
Sevda değil
Zira uzun zamandır
Eski defterlerimin
El değilmemiş yerlerinde dahi
Yaprakların yahut dalgaların sesini tanıyamıyorum.
Oysa bir yaz günü
Yeni dünyada
Dönme bir Katolik'in yorga bakışlarında yanan geçmişimden
Dahası beklenirdi;
Şavşattan yeni dünyaya uzanan ruhum,
Ucuz cıvıltıların kol gezdiği zamanda
Şairliğiyle yetinmeyi bilmeliydi.
Fakat sorsak
Onca emsal gülüşün arasında
Hangisi sahi bilir miydi?
…
Sevgilim
Kalmayı bilen sözlerin
Maziyle olan savaşını
Şairler kaybetti
Seni seviyorum