Bu aralar sadece yaşıyorum. Mavi yakamın olduğu bir işim var. Yüzde kırk beş engelim. Ortalama bir tipim var. Aşık değilim. Üçüncü sınıf kalitede bir üniversiteden mezunum. Beyaz yaka tarafından kahvede oturan ve oyun arkadaşlarını saatlerce bekleyen ellilerinde bir adamdan farkım yok. Hayata karşı sorumluluklarımı yitirmiş bir şekilde sadece yaşıyorum bu aralar.


Her sabah uyandığımda servisçinin beni beklemeyecek oluşu aslında kalbimi de kırmıyor değil. Servisten indiğimde iyi akşamlar demeyi eksik etmediğimin ve onu her koşulda işçi sınıfına karşı koruduğumun da farkında değil. Seviyorum seni Davut Amca. Boyum uzun olduğu için en ön koltukta bana yer ayıran, tersanemizin en gevezesi ve otuz yıl profesyonel olarak masaj yapmış, her defasında bunu vurgulamaktan çekinmeyen Levent Abi, seni de seviyorum.


Hayatımın bir kısmını sadece insanları severek, onlara karşı gülümseyerek geçireceğime yemin ederim.


Uzun zamandır hissetmek istediğim bir duyguyu tam tatmak üzereyken yine bir ret cevabı aldım. Sorun değil, ben alışkınım. Ama benimle arkadaş olmak için konuşmak istemesi biraz komik geliyor bana, ki onu tanımak istediğimi çoktan söylemişken. Bir defterin kapağı açılır açılmaz kapanıyor. Aşk kitaplarını ve filmlerini kendime yasaklıyorum (bir süre).


Seni de seviyorum.


Söylediğim gibi, ben sadece yaşıyorum bu aralar. Duygularımı yitirmeden ve ölmeden.