Bu aralar simya kelimesi aklımda dönüp duruyor. Duvarlara çarpa çarpa, o sesi duyabiliyorum. Herkes kendi sesini bu kadar rahat duyuyor mudur acaba? Aklımın bir köşesinde durmadan yankılanan o ses herkesin kendisinde kendine ait olan bir şey mi? Aslında cevabı öğrenmek kolay ama bir yandan sanki cevabı pek önemsemiyorum. Merağın devam etmesi sanırım istediğim şey. Sanırım ögenin devam etmesi onu sürükleyen düşünmesini devam ettiren şey. Hayatımı düşünüyorum son zamanlarda. Herkesin sadece bir hayat yaşıyor olması haksızlık gibi değil mi? Bazılarının yaşadığı bir hayatla başka birinin yaşadığı hayat eşit mi yani? Olmalı mı? Ama sanırım hayatın bir tarafı o. Eşit olmamak üzerine kurulu bir düzen. Hala kuralını bulmaya çalıştığım bir oyun gibi. Ben ne zaman bulmaya kalksam bulduğumu zannetsem veya azıcık yaklaşsam sanki kural değişiyor. Aslında şimdi düşündüm de çocukken gökkuşağının altından geçmeye çalışmak ile neredeyse aynı şey. Gökkuşağına yaklaşmak istedikçe nasıl uzaklaşıyorsa asla sonu gelmiyorsa sanırım hayatı yaşamanın kuralını bulmakta asla sonun gelmeyeceği bir yerde. Bu iyi bir şey gibi geldi yazarken. Çünkü kuralların olmaması olmasından daha iyidir sanki. Tabi keşke bu yazdıklarımı okuyan insanlarla bir şekilde iletişim kurup fikirlerini dinleyebilseydim. Belki o zaman en azından belli doğrultuda doğru olan şeyi anlamış olabilirdim. Ama anlaşılmamakta bir sorun değil sanırım benim için. Aslında hoş bulduğum bir şey bile olabilir. Nasıl yani demeden önce normal olan şeyleri artık sevmediğimi söylemek isterim. Eğer normalseniz belli kalıplardasınız demek çünkü yüksek ihtimalle. Ve 23 yıllık hayatım doğrultusunda bunun insanı mutlu eden bir şey olduğunu düşünmüyorum. Tabi bunlar benim düşüncelerim. Ama ben üretiyorsam bir yerde en önemli fikirde benim olan sanki. Normal olmamak sorun değil ama normal olmak veya olmaya çalışmak bir sorun. Bence benim yaşlarımdaki herkes belli bir karışıklıkta yazdığım bu şeyleri anlamıştır. Anlaşılmamak istemem. Ama zaten bu bir sorun değil. Kabullenmek ve yeniden denemek sanırım en hızlı adım attığım şeyler. Büyümek ve 20’li yaşları yaşamak biraz böyle mi? Böyle mi geçmesi gerekiyor? Çok fazla soru sormuş gibi hissettim kendimi. Zaten çok hızlı yazıyorum. Keşke aynı hızda sorularıma cevap bulabilsem. Ama sanırım biraz böyle. Nasıl diye anladınız siz. Neyse simya diyordum. Arasöze benzeyen ama upuzun olan bir şeyler yazdım. Sanki burada bitmesi gerekiyor. Her şeyin değil tabi. Ama bitse kaç kişi için sorun olur ki? Keşke sorun olsa diyorum içimden. Çünkü sanırım önemsenmek istiyorum bu günlerde. İlgi de istiyor olabilirim. Aslında cevabı buldum. Görünmek ve görünür olmaya devam etmek istediğim en çok şey. Buna bir günde karar vermedim. O yüzden lütfen yargılamayın. Ama zaten yargılasanız da beni anlamadığınız için böyle şeyler söylediğinizi düşüncem. İşte bu yüzden kendim olmaya ve sorularımı sormaya devam edicem.
Simya
Yayınlandı