Sinirli Balıkçı:

Fotoğraf hikayesi

4 Temmuz 2020

Akşam saatlerinde arkadaşlarla barajda sazan avlayıp avladığımız sazanlarla küçük bir mangal yakmaktı amacımız. Oltaları hazırlayıp teker teker gölete fırlattık. Saatlerce bir balık gelmedi. Bundan sebebiyetle oflamalar, keşke başka bir gölete veya baraja gitseydik gibi söylenmeler başlandı. Sonra "bir saat daha duralım, bir şey gelmezse tasımızı tarağımızı toplayıp şehre geri döneriz" diye anlaştık. Bu karardan 10-15 dakika sonra 50 metre öteden bir balıkçı söve söve metrelerce balık ağını çekiyordu. Tabii baya zorlanarak çekiyordu. Mücadelesi hoşuma gitti, bir fotoğraf çektim usul usul. Bizim grup komple meraklı gözlerle balıkçıyı izlemeye başladı. Bunu gören balıkçı biraz duraksayarak bize baktı. Eee bize bakmasıyla bizim gözler hemen ağaca, kuşa, gölete bakmaya başladı. Öteden bize seslendi. Yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Biz de toplanıp yardıma gittik. Balıkçı, beyaz şapkalı. Saçları şapkanın yanlarından fırlamış. Dudağında elle sarılmış bir tütün sigara. Nefes nefese kaldığı belliydi. Hemen herkes ağın bir kenarından tutup çekmeye başladı. Islak ve ağır bir ağ. Zorlana zorlana çekiyorduk. Bir an hayret ettim bu adam bu ağı nasıl çekebiliyordu diye. Ağı çekmeye başladık, ağda ölü balıklar birikmişti. Hepsinin gözü içine çökmüş. Neredeyse göletteki bütün balıkların öldüğü kanısına varacaktım.
Tenisçilerin ahlamaları türünden ses inlemeleriyle çektik ağı. Sonra az ileride, kuru topraklar üstünde oturduk. Dayı dedim, tek başına bayağı zor olmuyor mu? Yanına bir adam tut. Balıkçı ise bu ağ benim değil ki bu barajı kiralayanların dedi. Dediği gibi ağzından küfürler serpildi. Balıkçının dediğine göre amacı, ağı göletin kıyısına yakın daire biçiminden atıp buraya gelen bizim gibi amatör balıkçılara balık yakalattırmamak. Haliyle biz de sinirlendik. Çünkü atılan balık ağı kıyıdan en 50 metre uzaklıkta olması lazım ki amatör balıkçılara balık yakalamak için bir alan oluşsun. Ağı çektiğimizden yarım saat sonra bizim oltalar oynamaya başladı. Gökyüzünü bolca siyah bizi de bolca muhabbet tutmuştu. O gece on bir tane sazan yakaladık. Öyle sayıyı küçük görmeyin oltalarla o kadar balık yakalamak bayağı iyi bir sayı.
(Bu fotoğraf bir şey anlatmadan atsaydım sadece ağını çeken birini görürdünüz. Ama hikayesiyle bir anlam kazandığını düşünüyorum.)