Hava güzeldi, on bir yıldır gitmediğim İlçe Pazarı’na gideceğim niyetiyle çıktım evden. Sahafta, Japonya konulu dergiye rastladım; basım yılı 2010. Neler andım bilseniz... Minibüse bindim. Berlin’den gelen komşu bir teyze de özlemiş semt pazarını; yerlerdeki çöplerin vaziyetini, saygısızlığı eleştiriyor falan... Neyse, dualaştık. Yürüyorum; patatesler, meyveler, bluzlar şahane. Esnafın hanesi bereketlensin. Öğlen eve dönüyorum; marketten de ayran alacağım. Yoruldum, çiğ köfte aldım. Bir teyze kaybolmuş, aradığı yer ise Sultan Abdülmecit’ten bir mekânmış; bana sordu. İnanır mısınız, sıradan bir gündü.