Kişisel gelişimciler ve reklamcılar bizi herkesten farklı olduğumuza, herkesten özel olduğumuza inandırmaya çalışır. Sıradanlık zavallılık gibi sunulur. Oyda sıradanlık güzel de olabilir, güven ortamı sunar, bizi herkesle eşitler.


Sıradanlık vasatlıktır biraz da. Sıradan memur, sıradan işçi, sıradan öğrenci, sıradan... Sıradanlık herkesle aynı olduğumuzu gösterir.


Demokrasi herkesin sıradan olduğu bir rejimdir örneğin. Demokratik ülkelerde başbakan, cumhurbaşkanı vb sıradan bir vatandaş gibi basit bir evde oturur, işine mütevazi aracıyla gider. Oysa bizde saraylar ve lüks araba kortejleri gündeme gelir. Sıradanlık demokrasilerde eşitliğe işaret eder, güven verir.


Peygamberimiz her işte orta yolu, vasatı önermiştir. Ortayol sıradanlıktır. Sıradanlık tek tiplik değildir. Ayrıca peygamberimiz demiştir ki, "ya öğrenici ya öğretici ya da bilgi sevici olun" Bu öğüde uyan sıradan insanlarla bilgi ile yönetilen bir topluma dönüşürüz, eşitlikçi bir toplum oluruz ve uç, marjinal görüşlerle savrulmayız. Bilgi günlük, sıradan bir besinimiz olur.


Sıradan vatandaş olmak önemlidir. Herkes yasalar karşısında eşit, yaşamda, fırsatlarda eşit demektir. Oysa duyuyoruz ayrıcalıklı özellikle iktidar partililer varmış. Onlara yasa işlemiyor, çarşı pazarda at oynatıyorlarmış. Güven ortamı işte böyle kayboluyor.


Sıradan vatandaş bilgiyi sevsin istiyorum. Böylece demokrasiden, laiklikten, eşitlikten ödün vermeyen güvenli ortam oluşur. Oysa Ursula L. Guin'in bir sözü durumumuza cuk oturuyor : " Bir nesil bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir donraki nesil cahil olduklarını bile bilmiyecek, çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler."


Bilginin sıradan insanlarımıza ulaştığı, algı yönetimlerinden uzak, öğretici ve ya öğrenici ya da bilgi sevici olduğumuz aydınlık günler diliyorum. Sıradan hayatlarımız bilgiyle renklenebilir.