Öteden beri yinelenmiş bir gerçeğin kulaklarımda iniltisini duyarım, söylenceler devam eder durur. Toplulukların bilincimi boğmasından usanırım. Benliğime bir kirpik uzunluğu uzaklığında hayaller kurarım. İstikrarı olan ve her dönüşle kendini tekrar eden doğa ne kadar güzeldir. Güzel olan ne vardır ki başka, suskun ve ıssız bir çayırlıkta yürürken hiç ummadığın anda karşına çıkan bir tepenin üzerine varıp oturur dinlenirsin. Gözlerinin boşluğunda uzanan manzaranın tadını çıkarır, bedeni arzuların uzağında bilincini gökyüzünde süzülen bir güvercinin kanadına bağlarsın. Tutunmak gerekir her an nefes alarak. Ve dağlar kurmalısın zihninin evrenine, seyre dalarken kendi iç dünyanda kendi bentlerinin ötesinde öyle yükselmeli dağlar. Zirvesinde gezinen bulutlarla arkadaş olmalısın...


Gece görüşü oluşturabiliriz, bir periskop olup ve korkusuzca utanmadan; öpülen sevgilinin gözlerine gizleyebiliriz inancımızı...