külerinden dirilmiyor insan,
Kırıklarımı topluyorum o yüzden.
rengini vermiş gökyüzü, sokağa.
Mutfağın pencerinden bakıyorum az biraz sana..
Bu karanfil kokulu vedaları,
bir bir geride bırakıyorum sayıklarak
Ah evimin az nane/biraz soğan kokan,
kadınına içimdekilerini döküyorum
Rahminden çıktıktan bu yana, hep sessizdim
Konuşmalarım biraz iğneleyicidir affet
Ama bak bana konuşmayı öğreniyorum
ekmek almamı ister misin?
Üstelik bir kadının bugün gülüşüne sığındım
Ben bugün biraz sırıttım bir kadına
Raflarım tozludur biliyorum
Belkide senle birlikte silmeye başlamalıyım
Bulaşıkları ben, içimdeki Hüznü sen yıkar mısın
Ben bulaşık yıkamayıda bilirim
Cam kırıklarının acısınıda bilirim
Ben çocukkken kafama yediğim tasın acısınıda unutmadım
Bir ekmek arası torağın tadını,
Gizlice kopardığım ekmeğin,
uçları için yediğin sayısız küfürleride..
Sahi neden saçlarımı hep kısa kesiyorum ki
Belkide bu yüzdendir dokunmamaları
Babamdan büyüdükçe hüzünlü olacağımı öğrendim
Annemden daha fazla küfür..
Küfre bulaşma der sus şirk der
Ve ben kilere koşar tanrılara methiyeler dizerdim
Hayal gücüm marketlerin raflarında bulunanlar kadardı
Ben okumayı başkalarının kitaplarında öğrendim
Ben okula hiç gitmedim
Gittim, ama hiç tam olamadım
Ben sevdim, bir bütün de olamadım hiç
Ben hiçtim,
bir peygamber kadar olamadım
Bir beşerdim, bir de hiçtim biraz
Bir bardak su alabilir miyim anne?
Tam doldurma ama olur mu...