II.  


Yılın son çeyreği 

Sıska’nın kursağında yutkunmak güçlüğü

İçinde bir soru

Bir cümlenin üstünü çizmek gibi Sıska

Altı çizilmemiş yerlerde arıyordu ismini

Suya veriyordu kendini

Bir de göğe açtığı elleri arada bir

Ellerine su doluyordu

Boğulmak diyordu O

Kendini durmadan yeniden doğmak gibi suya tutuyor

Kiliselere

Camilere giriyor çıkıyor

Bulantısını atacak her ihtimale koşuyordu

Girip çıktığı yerlere yenisini ekliyor

‘’Bundadır belki kurtuluş.’’ diyordu

Varoluş içindeki o durmadan tekrar eden yok oluşunu Sıska

Felsefe teorilerine bağlardı belki okumuş olsa

‘’tik - tak’’ ‘’tik - tak’’ 

Teorilerle bağlantısı olmayan Sıska

‘’Canım çok sıkılıyor, çok sıkılıyor içim.’’ dedi

Anlatmak için soluk aldıkça

Aynı hızla susuyordu

Bir cisme etki eden kuvvet Sıska olsa ne olmasa ne

Kendini aynı kuyuya itip

İpini kendi çekiyordu

Gün ağırlaşan her şey gibi

Ağırlaşıyor ve öyle doluyordu içine

İnsan ne bulunmaz kuyudur da

Taşar durur içine doğru

Dudakları hep kıpırdar

-düşüncenin sese dönüşeceğini düşünür-

Koşmak ister de

-yürüyünce geçeceğine inanır-

Harekete geçmek ister, değiştirmek ister

-inanarak başlarsa sonuç getireceğine güvenir-

Başlamak istemekle durmak aynı ana aittir

Sıska ne hızlıdır zihninde 

Ne çok düşmüştür kendi içinde

-düştüğünde hiç kalkamaz sanır-

Kıpırtısızdır dışa doğru

Güçsüz bileklerinde çok ironik bir kuvvet

Eskimeden yenilenen ve yinelenen 

Bir şey olmak adına atılmış bir ilmek

Kimlerin elinde şişler

Urganları boynuna ve dahi vücuduna saran kim

-çok soru sorarsa cevap ihtimalinin yükseleceğini düşünür-

Düğün alayından

Patlayan maytap, davul gümbürtüsü ve tüm o şölenden

İki yakayı birleştirerek sakladığı içkisiyle geçer gibi Sıska

Sığacak gibidir tüm şehir ceketinin koca koca yakalarına

-kendine ait bir şeyi olmuş muydu merak eder-

Tam da böyle bir duruş sergiliyordu yaşam içinde

Telaşsız telaşlı 

Gamsız kaygılı

Yok olmanın son saflarında gezinen bir tür

Kültüre ait olmayan

Kendi başına bir kandil

Bayram yerinin şenliği içinden

Yılgın

Beklenmeyen

Eğri adımlı Sıska gümbür gümbür değil

Sonsuzluğa uzayan bir çizgi gibi geçip gidiyordu.



devam edecek...