Anlamsızlığımın derinliğinde bir anlam
İnançsızlığımın derinliğinde biçimsiz Tanrı
Zihnime yapışan bu mantar
Gözlerimden silinmeyen heyecanlı bu bakış
Pusuda soğuk bir ölüm
Sahtekar bir kadın
En yakın ve uzak dost
Ağlayan bir de papatya
Saçlarını yoluyor.
Saçaltı ellerimde
Anlamsızlığın derinliğinde bir anlam
Zihnimi oyalayan biçimsiz şeytan
Yansıması aynada kendisinin
Ayazında aynanın, keser kendisini
Kanlı gömleğiyle
Rujlu dudakları
Aldatır bütün erkekleri
Düz bir hikaye yazılır azınlıkta ki kelimelerle
Okununca yabancısı kalınır
Yerliler şaşkın
Buna uzaktan bakan iki sevgili
Kumrular gibi sesleri
İşte
Yükselen bu tüfek sesleri
Çağırmakta otobur bir katili
Deniz seviyesinin altında beyinleri
En altında akılları
Ve bilinçleri
İşte
Orada asılı olmakta bütün Tanrılar
Mevzu neydi?
Kime söylemeliydi uzun uzun
Kim dinlerdi uzun uzun
Ben bilmem
Ben bilirim ama konuşmam
Ben hiç duymadım.
Anlamıyorsun
Boş bakışlarında kocaman bir evren
Hiç bir gezegene tutunamıyorsun
Aidatlık hissin kalmamış toprağa
Birisiyle konuşuyorsun ansızın
Sorular soruyor.
Sen olduğunun farkında değilsin
Kendini bulmak üzere
Kendin üzülüyorsun, bedenin doyuyor.
Uzak yollara gözlerin elalaşıyor
Beklediğin neyse saklı bu hayatın içinde
Sen kaçıyorsun,
Herkes geliyor,
Kimse yok.
Kapılar kapalı ışıklar sönük
Zil çalınıyor, bir kaç misafir
Giriyor aklına,
Memleket kokuyor.
O kokuyor,
Hasret gibi,
Ama yok sanki,
Anlamsızlığının derinlerinde anlamsızlık
İnancının altında hiç olan bir Tanrı
Sessizliğinin altında dönüyor bu koca dünya
Yersizliğin tavlanıyor en sıcak ocaklarda
Kimliğin kaybolmuş
Kişiliğin kabuklarından daha yeni arınıyor
İşte
Anlamsızlığının derinliğinde yatan anlam
Hayatının içinde sen kan revan.