Bir acının yangını yükseliyor yüzümden.
İyileştirecek bir merhem bulamadım.
Sararan yapraklarımı döktüm, bir bir.
İçimden koca bir neşeyi söktüm, kökünden.
Dar yolların taşlarını, hüznün kara kaşlarını,
Nehirlerin akışını, güneşin suya dalışını ezberledim.
Gezdiğim sokakların ağlayışını duydum.
Bir orman, nefes alırken boğuldu karşımda.
Bulutlar, karardı; yağmur, kapıyı çalıyor.
Fakat penceremi sıkı sıkı kapatırken,
Gördüm ki, sıvası çoktan dökülmüş.