Ne şarkı bıraktı ruhunda ne şiir... Gördüğü yüzü parçaladı aynaya baktığında hayatın yüzsüzü... Bin parçasını topladı düşen.. Sirke sattı suratı, zararına... Ölçüsü makbulken hayatın, göz kararı yaşadı sevinci. Miyop bir hayatın gözle görülmeyen günahı erdi muradına. İleriyi göremedi, astı suratını 'şimdi'de. Oysa idam yasaktı en sevdiği şiirde...

"Hadi anlat!" dedi Tanrı, kalbini eline alıp gelmiş faniye. Saniye kıpırdamadı dudakları... Emre itaatsizlik şerh düşüldü kalbin tam ortasına. Ateşin korunda demlenmiş bir acının başında bekledi. Uykusuz… En sevdiği öyküden bahsetti duasında Tanrı'ya. Ay'ın Güneş'ini kaybettiği...

Çok sesli acıların en susmayanı tavaf etti ruhu. Liyakatten uzak kelimeler başından savdı ihtimalleri. Diretti en ıssızında hayatın. 'Ama' dan önceki cümlelerde mahsur kaldı tüm duyguları. Yorgun düştü yaşamdan ve ayakta tedavi edilebilecek yaraları varken boylu boyunca uzandı tüm yaşanamamışlıkların üzerine. Uykuya daldı, rüyası kabusa gebe...