Sabaha karşı, topsuz tüfeksiz savaş alanına ilk adımını atan küçük çocuk, gözlerini açmaya korkuyordu.
Geldiği yer düzdü, ağlayacağı ilk yer tersiydi. İlk doğum gününde renkleri siyaha bulaşmış ve birbirlerine aşık olmuşlardı.
Renkler siyahı aldatmış, yüzlerine maske takıp yalana bürünerek kaçmışlardı.
Siyah, yemin edip şu sözleri söylemişti:
"İstemeseniz de bana geleceksiniz en sonunda. Bana bulaşacaksınız yine, güneşin sizi ahmakça gülerek terk ettiği anda.
Öç alacağım her birinizden. Zehirli birer sarmaşık gibi saracağım, kesemeyecek ucu kör kılıçlarınız erdemimi.
Fısıldayacak benliğim, ölümler seçtireceğim her birinize."